- Aralık 10, 2024
- Web Yayın Kurulu
- Sağlık Rehberi
Otizmde kök hücre tedavisi, son yıllarda bilimsel araştırmaların odak noktalarından biri haline gelmiştir. Bu tedavi yöntemi, otizmin belirtilerini hafifletme potansiyeli nedeniyle umut verici olarak değerlendirilmektedir.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB); sosyal etkileşimde zorluklar, göz teması kurmama, iletişim sorunları ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize edilen bir nörogelişimsel bozukluktur.
Otizmde kök hücre tedavisi nedir?
Günümüzde otizm spektrum bozukluğunun kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, belirtilerin hafifletilmesi ve bireylerin yaşam kalitesinin artırılması amacıyla çeşitli terapi yöntemleri kullanılmaktadır. Bu bağlamda, kök hücre terapisi, OSB’nin biyolojik temellerini anlamak ve yeni tedavi yaklaşımları geliştirmek için umut vadeden bir araştırma alanı olarak öne çıkmaktadır.
Kök hücreler; sinir, kas, beyin hücreleri gibi farklı hücre türlerine dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Otizmde kök hüre tedavisinin amacı kök hücrelerin bozuk olan hücrelerin yerini alarak hastalığın ilerlemesinin durdurulması ve gerilemesinin sağlanmasıdır.
Otizmde kök hücre tedavisi ile ilgili çalışmalar nelerdir?
Otizmde kök hücre tedavisi adına son yıllarda birçok çalışma yapılmıştır:
- Front Pediatr’ın 2024’ün Haziran ayında yayınladığı bir araştırmada, Çocukluk Otizm Değerlendirme Ölçeği (CARS) puanları, kök hücre tedavisi alan grupta kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Bu, tedavinin otizm belirtilerinde iyileşme sağladığını göstermektedir.
- 2020 yılında Stem Cells Translational Medicine’da yayınlanan bir araştırmada, OSB olan çocuklarda otolog kemik iliği mononükleer hücre (BMMNC) nakli ve eğitimsel müdahalenin güvenliği ve etkinliğini değerlendiren bir çalışma gerçekleştirilmiştir. DSM-5 kriterlerine göre OSB tanısı almış ve CARS (Çocukluk Otizmi Derecelendirme Ölçeği) skorları 37’nin üzerinde olan 30 çocuk üzerinde gerçekleştirilen çalışmanın sonunda OSB şiddetinde anlamlı azalma, uyumsal davranışlarda iyileşme, sosyal iletişim, dil ve günlük yaşam becerilerinde belirgin gelişmeler; tekrarlayıcı davranışlar ve hiperaktivitede azalma gözlemlenmiştir. Otolog BMMNC nakli ve eğitimsel müdahalenin kombinasyonu, OSB’li çocuklarda güvenli ve iyi tolere edilebilir bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
- 2020’de Alok K. Sharma ve diğerlerinin yaptığı bir çalışmada 254 hastaya uygulanan otolog kemik iliği kök hücre tedavisi sonrası göz teması, iletişim, konuşma, komut izleme, saldırganlık, dikkat ve konsantrasyon, hiperaktivite, sosyal etkileşim, stereotipik davranış, kendini uyarıcı davranışta iyileşmeler gözlemlenmiştir. Tedavi sonrası ISAA ve CARS skorlarında istatistiksel anlamlı iyileşmeler gözlenmiştir. Tekrar PET BT taraması yapılan 86 hastanın semptomatik değişikliklerle ilişkili alanlarda tedavi sonrası beyin metabolizmasında iyileşme görülmüştür. Çalışma sonucu, OSB için kök hücre tedavisi güvenli ve etkili bir tedavi olduğu, hastanın yaşam kalitesini iyileştirdiği ve ana akım yaşam tarzına entegre olmasına yardımcı olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, araştırma sonuçlarına göre otizm spektrum bozukluğunun kesin bir tedavisi bulunmamaktadır ve kök hücre terapisi dâhil birçok yaklaşım halen deneysel aşamadadır. Bununla birlikte, bu alandaki çalışmalar umut vaat etmektedir.
Kök hücre terapisi, otizmi tamamen tedavi etmese de belirtileri yönetmek ve bireylerin yaşam kalitesini artırmak için faydalı bir yöntem olarak öne çıkabilir. Terapinin etkinliğini ve güvenliğini kanıtlamak için daha geniş kapsamlı, uzun vadeli ve kontrollü çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, elde edilen bulgular, otizmli bireyler ve aileleri için daha etkili çözümler geliştirme konusunda umut ışığı olmaya devam etmektedir.
Kaynaklar:
- https://med.stanford.edu/stemcell/news/iscbrmarticles/cd47autism.html
- https://www.frontiersin.org/journals/pediatrics/articles/10.3389/fped.2022.897398
- https://academic.oup.com/stcltm/article/10/1/14/6403990?login=false
- https://stemcellsaustralia.edu.au/conditions/explore/autism/
- https://www.frontiersin.org/journals/psychiatry/articles/10.3389/fpsyt.2023.1287879