Koroner Kalp Hastalığı

KORONER ARTER HASTALIĞI

Tüm dünyadaki  ölümlerin en önemli nedeni  kalp hastalıklarıdır. Koroner arter hastalığı , tüm kalp hastalıkları içinde en çok görülenidir. Kalbi besleyen damarların herhangi neden bağlı daralması yada tıkanması sonucu oluşur.   Erkeklerde 50 yaş ,bayanlarda 60 yaş sonrası sıklığı artmakla beraber  risk faktörü  varlığına bağlı olarak daha genç yaşlarda da görülebilmektedir.

RİSK FAKTÖRLERİ

SİGARA : Damar iç duvarında harabiyete neden olarak ve kan pıhtılaşmasını bozarak etki etmektedir. KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ:  Özellikle LDL ve TRİGLİSERİD  yüksekliği  koroner arter hastalığını artırırken, HDL yüksekliği koruyucu rol oynamaktadır. DİABETES MELLİTUS:  Koroner arter hastalığı yüksek risk faktörü olarak kabul edildiğinden, şeker  hastalığı olan kişilere yıllık kalp muayenesi önerilir. ALKOL OBEZİTE GENETİK:  Aile bireyleri içinde 1.derece akrabalarında erkeklerde 45 ,bayanlarda 55 yaş üzerinde koroner arter hastalığı olanlar riskli grubu oluşturmaktadır.

KORONER ARTER HASTALIĞI BELİRTİLERİ

Koroner arter hastalığı çok değişik şekillerde karşımıza çıkmakla beraber  en sık, kalbin çalışmasının arttığı durumlarda (yol yürümek, çalışmak, merdiven çıkmak, yemek sonrası, stres sonrası) yanma yada baskı tarzında boyna kola ve çeneye yansıyan göğüs ağrısı, nefes tıkanıklığı, halsizlik, soğuk terleme şeklinde belirti verir. Daha az oranda da hiç belirti vermeden sadece  yapılan tetkikler sonucu  saptanan sessiz  iskemi denilen durumlar da vardır.

KORONER ARTER HASTALIĞI TANISI

Koroner arter hastalığı tanısında en önemlisi hastanın şikayetleri olup , EKG , EKO, STRES TESTLERİ (EFOR, SİNTİGRAFİ,DOBUTAMİN STRES EKO), BT KORONER ANJIOGRAFİ de tanı koymada yardımcıdır. Tanı koymada altın standart KORONER ANJİOGRAFİ’dir.

TEDAVİ

Koroner arter hastalığında tedavi  hastanın şikayetlerine göre değişiklik göstermektedir. Kalp krizi ile gelen hastaya  acil koroner anjiografi yapılıp, tıkalı damarın açılması zorunludur. Kalp krizi dışında şikayetler ile gelen hastada ise ilaç tedavisi başlanıp, gerekli tetkikler sonrası koroner anjiografi  yapılmalıdır. Tedavide önemli olan kan pıhtılaşmasını önleyici, kolesterol düşürücü , kalp hızını düzenleyen ve tansiyonu kontrol eden ilaçların kullanılmasıdır. Bunun yanında  yürüyüş, kolesterol  fakir diyet , tuz azaltılması, sigara bırakılması, kilo kontrolü  gb. genel yaşam değişiklikleri de  tedavinin önemli bileşenleridir.

ACABA KALP KRİZİ Mİ GEÇİRİYORUM?

Kalp krizi kalbi besleyen damarlarda pıhtı sonucunda kalp damarlarının ani tıkanması ile oluşur. Bunun sonucunda göğüs ön bölgesinde baskı tarzında olan , boyna çeneye sol kol ve sırta da yayılabilen göğüs ağrısı oluşur. Beraberinde  terleme, nefes darlığı, halsizlik, ölüm korkusu, çarpıntı, bayılma ve kalbin ani durması da eşlik edebilir. Göğüs ağrısı genelde 30 dk dan  fazla sürer. Bu şikayetleri olan kişilerin hemen en yakın sağlık birimine acilen müracaat etmesi gereklidir.

KALP KRİZİNİ ÖNLEYEBİLİR MİYİM ?

Çoğu zaman kalp krizi geçirilmeden önce tespit edilebilir. Risk faktörüne sahip kişilerde genellikle hareket etmekle olan benzer vasıflı göğüs ağrısı şikayeti daha kısa süreli olmakta, dinlenmekle geçmektedir. Bu şikayeti olan kişilerin öencelikle risk faktörlerini (sigara , kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı , tansiyon yüksekliği, aşırı kilolu olma, hareketsiz yaşam ) kontrol altına almaları  gerekmektedir. Yapılacak olan ileri tetkikler ve koroner anjıografi ile kalp damar  hastalığı tespit edilip, ileride olabilecek bir kalp krizi önlenebilir.

SESSİZ KALP KRİZİNE DİKKAT

Tüm kalp krizi vakalarının yaklaşık 1/3 kadarı sessiz kalp krizidir. Özellikle şeker hastalarında sık  görülür. Hastaların hiçbir şikayeti yokken başka nedenli yapılan tetkiklerde  kalp krizi geçirdiği ortaya çıkar. Tıkanan kalp damarının kalp dokusunu besleyememesi nedeni ile kalpte hasar oluşur ve kalbin çalışma  performansında düşüklük izlenir. Kalp yetersizliği denilen bu durum geri dönüşsüzdür. Bundan dolayı özellikle şeker hastalarında yıllık kardiyoloji muayenesi önerilir.

KALP KRİZİ TEDAVİSİ

Kalp krizi  geçirdiğini düşünen bir kişi öncelikle sakin olmaya çalışmalı, mümkünse oksijeni bol bir ortama geçmelidir. Ulaşabiliyorsa çiğnenebilir aspirin dil altına almalı ve acilen bir sağlık kuruluşuna müracaat etmelidir. Sağlık kuruluşuna başvuran göğüs ağrısı olan hastalarda ivedilikle EKG çekilmeli, aspirin almadıysa aspirin verilmelidir. Kalp krizine neden olan durum kalp damarı tıkanıklığı olduğundan;  acilen koroner anjiografi yapılıp, tıkanıklık tespit edilip balon yada stent kullanılarak damar açıklığı sağlanmalıdır.