- Nisan 22, 2024
- Web Yayın Kurulu
- Comment: 0
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Hastalıklar, Sağlık Rehberi
Fibromiyalji Nedir?
İnatçı adale ağrıları,yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalıktır. Ağrılar günden güne saatten saate değişebilir ve çok farklı şiddetlerde seyredebilir. FM eklemlerde hareket kısıtlılığına yol açan bir hastalık değildir. Fakat hastanın yaşam kalitesini ciddi derecede bozan kronik bir hastalıktır. Fibromiyalji günümüzde çok sık rastlanan bir hastalıktır. Hastalıkla ilgili yeni bir gelişmenin olması, tedaviye yeni seçeneklerin eklenmesi, bu sorunu yaşayan insanların ve onları tedavi etmeye çalışan hekimlerin önemli bir beklentisi durumundadır. Bu konuda dünyada çeşitli çalışmalar yapılıyor. Fibromiyalji hastalığında bizim kliniğimizde de bazı özgün uygulamalar yapılmaktadır.
Fibromiyalji Tanısı Nasıl Konulur?
3 aydan daha uzun süren, vücutta yaygın ağrı ve 18 hassas noktadan en az 11’ de üzerine bastırmakla aşırı hassasiyetin meydana gelişi FM tanısının olmazsa olmaz ilk şartıdır. Fibromiyaljide sık rastlanılan bulgulardan en az 3’ ü ve eşlik eden diğer bulgulardan herhangi birinin birlikte bulunması tanıyı destekleyecektir. Bu yakınmalar sabahları hareketsiz kalmada, soğukta, nemde, kasvetli kapalı havalarda ve aşırı aktivitelerde, mutsuzluk hallerinde artar, sıcak havalarda, masaj veya sıcak uygulamalarda hatta tatilde azalır.
Aslında bu tip belirtilerin başka hastalıklarda bulunanlarla yakın benzerlikler göstermesinden dolayı FM tanısı oldukça zordur. Bu yüzden doktor hastanın tıbbi gelişmesini tam olarak sorgulamak zorundadır. Eğer bu şikayetler 3 aydan fazla sürüyorsa FM’den şüphelenilmesi gerekir. Fibromiyaljide, laboratuar, röntgen gibi herhangi bir kesin tanı yöntemi yoktur. Bunlar, ancak ayırıcı tanıda değer taşıyabilir. Bu amaçla tam kan sayımı, idrar tahlili, tiroid hormon testleri veya romatizma testleri istenebilir. Özetle doktor tanısını sadece hastanın tahliline ve filmine dayanarak değil tersine hastayı dinleyerek ve detaylı muayene ettikten sonra koymalıdır. Hastalarda hassas nokta tespiti ve bazı standart soruları içeren ” FİBROMİYALJİ RİSK TESTİ” mutlaka yapılmalıdır. Sizde bu testi yaparak kendinizde FM olup olmadığı hakkında bilgi alabilirsiniz.
Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?
Çok sayıda farklı belirtinin FM’de bulunmasının bir çok hastalıkla karışmasına sebep olduğunu söylemiştik. Bu yüzden bu yakınmaları;
Fibromiyaljide görülen belirtiler;
A) Her hastada mutlaka görülen,
B) Sık rastlanılan,
C) Zaman zaman bulunan sorunlar
olmak üzere üç bölüm olarak gruplandırmamız gerekir.
A) Her hastada mutlaka görülen hastalık belirtileri:
a) Yaygın vücut ağrısı ve sızılar:
Vücudun hem sağ hem sol yarısında göbekten hem yukarıda hem aşağıda ayrıca omurganın çevresinde kısaca “ tepeden tırnağa” vücudun her yerinde ağrı ve sızı görülmesi olup bu ağrı derinde, sanki yanma veya adalelerin burkulması şeklinde hissedilir.
b) Hassas noktaların mevcudiyeti:
Vücudun çeşitli bölgelerinde 18 simetrik hassas nokta bulunur. Bunların yerleri (çift) şöyledir.
1 – Başın artkafa bölgesinde (1-2)
2 – Boyunun ön ve alt bölgesinde (3-4)
3 – Sırtdaki trapez kasın ortasında (5-6)
4 – Kürek kemiği çıkıntısında (7-8)
5 – 2. kaburganın öne uzantısında (9-10)
6 – Dirsek dış yanında (11-12)
7 – Uyluk üstü ve dış yanında (13-14)
8 – Kalçanın üst, dış yanında (15-16)
9 – Dizlerin iç yan kısmında (17-18)
Zaten bu gibi kronikleşen FM ‘li hastalarda bırakın gülmeleri, gülümsemeler bile artık kaybolmuştur. Çatık kaş ve asık surat FM’le özdeş simgeler haline bürünmüştür.
B) Sık Rastlanılan Hastalık Belirtileri:
1- Yorgunluk, bitkinlik:
En sık rastlanılan ve hemen herkeste farklı derecelerde seyreden, gün ve saat içerisinde bile değişebilen bir yakınmadır. Hastalar bunu sanki enerjim çekiliyor ve bitiyormuş şeklinde tarif ederler. Hatta “ kol ve bacaklarıma beton bloklar bağlanmış gibi hissediyorum“ şeklinde yakınmalara da rastlanır. Çalışmadığı ve yorulmasını gerektirecek bir faaliyet yapılmadığı halde izahı oldukça zor olan yorgunluk bulguları vardır. Yorgunluk sabah en belirgin düzeydedir. Bu hastalar yataktan neredeyse yorgunluktan kalkamayacak gibidir. Gün içinde yorgunluk azalır akşama doğru neredeyse normalleşir. FM’lilerin birçoğunda geceleri aksine zihinsel faaliyetler oldukça hızlanmış ve fiziksel kapasite yükselmiştir. Birçok FM hastası bu yorgunluk nedeniyle kendi mesleki faaliyetlerini bile yapamaz hale gelir. Bu nedenle işinde gerekli verimi gösteremeyen bu hastaların birçoğu ya iş değiştirmekte yada işinden kovulma gerçeği ile karşı karşıya kalmaktadır. Aslında a istemsiz giren modern yaşantının toksinleri ve vücutta oluşan bir nevi paslanma diyebileceğimiz oksidasyon olayına karşı koyma mekanizmalarının bozulması , beslenmemiz sırasında almamız gereken miktarlardan eksik düzeyde vitamin ve mineral alınması da başka bir yorgunluk nedenidir.
2- Uyku bozuklukları:
Bu hastalar mükemmeliyetçi ve hassas kişilerdir. Bundan dolayı uzun süre yüksek performansa dayanamamakta ve bir süre sonra tempoları ve dolayısıyla başarıları düşmektedir. Bir süre sonra girdiği hiçbir işte başarı gösteremeyen hatta tembel olarak nitelendirilen bu hastalar kendi hoşlandıkları bir işle uğraşırken tersine inanılmaz bir performans gösterebilmekte ve harikalar yaratabilmektedir. O vakit yorgunluk hissetmeyen hastanın hoşuna giden işleri yapması ona belki de bir meditasyon gibi gelmektedir.
Yorgunluk nedeni olarak modern yaşam koşullarının getirdiği olumsuz faktörleri sayabiliriz. Endüstriyel baca ve egzoz gazlarının soluk aldığımız atmosferi kirletmesi, yediğimiz ve içtiğimiz bir çok şeyin vücudu yıpratacak ve yaşlandıracak bir nevi zehir vasfında olması ilk anda söylenebilecek olumsuzluklardır. Öte yandan bilinçsiz beslenme sonucu kana hemen karışan kötü karbonhidratların fazlaca tüketilmesi süratle insülin salgılanmasını artırmakta ve birçok kişi bu nedenle hipoglisemik duruma gelmektedir. Hipogliseminin en önemli bulgusu yorgunluktur.
Uykudan sanki tam uyuyamamış gece ağır bir iş yapmış ve hiç dinlenememiş olarak kalkarlar. Geceleri sık sık uyanırlar. Uykuya çok kolay dalarlar.
Fakat “uyku laboratuarlarında” yapılan araştırmalarda bu hastaların derin uykuya geçemedikleri (uykunun hızlı göz hareketleri evresinde (4. faz) problem olduğu EEG ile gösterilmiştir. Uykuda diş gıcırdatılması, istemsiz kol, bacak hareketleri yapılması oldukça sıktır.
3. Sabah tutukluğu:
Sabah yataktan kalkarken başlayan ve tüm vücutta uzun süre devam eden bir tutukluk halidir. Havanın nemindeki değişikliklerden genellikle etkilenir. Kaslarda gerginlikle ve tutukluğu olan hastalar istediği her hareketi biraz zorlanarak da olsa yapabilir.
Bazı hastalar bu sabah tutukluğunu sanki geceden alkol almış da sabah olduğu halde bir türlü kendine gelemiyormuş gibi tanımlarlar. Hatta “3-4 bardak koyu çay içmeden veya gevşetici sıcak bir banyo yapmadan kendime gelemiyorum diyen hastalara sıkça rastlanır.
4. Baş ve yüz ağrıları:
Baş ağrısı FM başlamadan önce de mevcut olabilir. FM’ nin başlamasıyla ağrılar daha da artar. Olguların bir çoğunda bu ağrılar migren veya gerilim tipi baş ağrısı olarak seyreder. Stres ve ağırlaşan günlük yaşam koşulları bazı FM hastalarında yüzün mimik hareketlerini yaptıran adalelerin devamlı kasılı durumda kalmasına yol açar.
Biteviye asık suratlı görünümde olan bu hastaların yüz kaslarının devamlı kasılı kalmasından dolayı neredeyse gülmeleri artık imkansız hale gelmiştir. Sanki gülmeyi sağlayan adaleler, çoktan bu işlevlerinden uzaklaşmış ve gülmeyi beceremez hale gelmiştir.
5. Hassas barsak sendromu (irritabl kolon):
Bu hastalarda, ishal veya kabızlık nöbetleri olabilir. Sık sık gaz çıkarmak veya geğirmek ve aniden gelen tuvalet ihtiyacı tipiktir. Tüm geğirmelere rağmen bir türlü rahatlayamamakta hatta bir nevi “hava yutma” olan bu geğirmelerden sonra hastanın sorunu daha da büyümektedir. Karında sebepsiz yere devamlı gerginlik ve ağrılar olur.
Bu durum bazı gıdalara karşı tepkisel olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi sıkıntılar zaten diğer ağır sorunlarının içerisinde çırpınan FM hastalarını içinden çıkılmaz yeni açmazlara sokacağı muhakkaktır. Ani stres durumları, yenilen bir gıda maddesi, mevsim ve yer değişiklikleri bu nöbetleri başlatabilir. Alışık olmadığı bir yerde yemek yediğinde veya kendi yatağında uyumadığında bu gibi şikayetleri tavana vuran çok sayıda FM hastası vardır.
Hastalardaki geğirme o kadar rahatsız edicidir ki tüm gün bir yandan geğiren bir yandan da gaz çıkaran bu kişiler bu nedenle başkalarının yanında olmaktan kaçınır hale gelirler. Gaz oluşması her zaman yenilen gıdalarla alakalı olmaz. Aşırı soğuk, yoğunluğu veya kokusu fazla ve hazmı zor bir besin, geğirme veya gaz nöbetleri başlayabilir. Karında biriken gazla kendini balon gibi hisseden ve spazm hissiyle bu gazı çıkartmak ihtiyacında olan bu hastaların bir kısmının sırtındaki hassas noktalara basıldığında refleks bir cevapla yüksek sesle geğirmeleri oldukça dikkat çekicidir.
Hatta gevşemek amacıyla masaj yaptıran bu hastalarda ovalamalar ve adalelerin bazı bölgelerine dokunulduğunda hoş olmayan bir şekilde geğirmeleri söz konusudur. Daha da kötüsü bazı hastalar, cinsel ilişki sırasında bu durum nedeniyle büyük sorunlar yaşayabilirler.
Zaten bir yandan ellerinde ayaklarında aşırı soğukluk hisseden, ağrıları, uyuşmaları olan devamlı yorgun ve kendini bitkin hisseden bu hastaların bütün bunların üzerine bir de bu gibi sorunları olması cinsel isteği (libido) iyice azaltır.
FM hastalarının büyük bir kısmında, sadece bu nedenlerden değil hem kendisinden çok şeyler beklendiğinden hem de kendi de eşinden birçok beklentileri olduğundan büyük oranda evlilik sorunları vardır. Bu nedenle boşanmalara sıkça rastlanabilmektedir.
Bu gibi huzursuzluklar FM’de tedavi olmayı ileri derecede güçleştirmektedir. Zira devamlı hasta ve mutsuz, yüzü asık ve gergin, ne kendi huzurlu, ne de başkalarına huzur vermeyen bu kişiler aslında gerginliklerin altında FM hastalığının yattığını bilseler üzerinden aşılamayacak gibi görünen birçok sorununu kolayca çözebileceklerdir.
6. Uyuşma ve karıncalanmalar:
Vücudun belli belirsiz yerlerinde ani girip çıkan ve derinin üzerinde sanki böcek dolaşıyormuş gibi garip hisler ortaya çıkabilir. Bu sırada hasta adalelerinde istemsiz kıpırdanmalar ve vücudunda bu gibi tuhaf duygulardan o kadar rahatsızdır ki bundan kurtulmak için duşlara girip çıkar, merhemler sürer ve hiç durmadan sorunlu bölgelerini mıncıklarlar.
Kimisinde ise adale seyirmesi veya göz kapaklarında seyirme vardır. Bu durum bazen başkasının bile kolayca fark edebileceği kadar artmış ve bir tik haline dönüşmüştür. FM sorunları arttıkça buna paralel olarak seyirme ve tiklerde artar. Kendini iyi hissettiği dönemlerde ise tamamen kaybolur veya azalabilir.
7. Soğuğa tahammülsüzlük:
Özellikle el ve ayaklarda normalden fazla üşüme olur. Soğukla karşılaşınca morarmalar meydana gelir, hatta soğukla birlikte tüm ağrıların arttığından yakınırlar. Soğuk havaların başlamasıyla günlük yaşamı altüst olan çok sayıda FM’li hasta vardır. Ellerini soğuk suyla veya soğuk bir cisimle temas ettiren bu hastalarda dayanılmaz ağrılar ve renk değişikliği ortaya çıkar.
Elleri ölü gibi soğuk,buruşuk, beyazlaşmış ve sanki kanı çekilmiş görünümdedir. Solukluk bir süre sonra morarma haline dönüşebilir. Evin içinde bile elleri ayakları ısınmayan bu kişiler yaşamlarını sürdürmek için devamlı eldiven ve kalın çoraplar kullanmak zorunda kalırlar. Stresin yoğunlaştığı ve ağrıların arttığı dönemlerde ellerdeki soğumalarda artar. Hastalar kendini iyi hissettiği zamanlarda, ellerinin daha rahat olduğunu söylerler. Bu duruma ” Raynaud fenomeni ” adı verilmektedir.
8. Psikolojik sorunlar:
Çeşitli derecelerde psikolojik sorunları olan bu hastalar iç ve dış uyarılara karşı son derecede hassas kişilerdir. FM genellikle kendisinden veya çevresinden beklentileri fazla olan kişilerde görülür. Stresle baş edemeyen hastaların hastalığıdır bir ölçüde. FM’ li hastalarda çağımızın yaygın psikolojik sorunlardan biri olan panik ataklar da sık görülmektedir.
Tanı ve tedavisi oldukça güçlük çekilen bu psikolojik sorunların çözümüne, mutlaka bir hekimle yapılacak uzun işbirliği sonucu ulaşılabileceği unutulmamalıdır. Devamlı sinirlilik bazen heyecan hali gözlenir. Aslında tüm kronik ağrı çeken hastaların duygularını tanımada ve sözel olarak ifade etmede güçlükler yaşadığı gözlenmiştir. Ayrıca FM’ de diğer iltihaplı romatizmalı hastalardan daha çok moral kaybı ve iş gücü eksikliği müşahade edilmiştir.
Goldenberg isimli bir bilim adamı çalışmasında 82 FM hastasının % 46’da depresyon öyküsü olduğunu bildirmiştir. İlginç olan bir diğer konuda FM’ li hastaların 1.derece yakınlarında da depresyon öyküsüne sık olarak rastlanmaktadır.
9.Unutkanlık ve konsantrasyon eksikliği :
Fibromiyaljide unutkanlık oldukça sık rastlanılan bir yakınmadır. Hafıza boşluğu ve herhangi bir olaya konsantre olmakta eksiklik vardır. Hatta bazen konuşurken kelimeleri bulmakta güçlük çekerler. Kitap, gazete okuyamaz. Zira okuduğunu anlaması ve aklında tutması imkansız hale gelmiştir. Unutkanlık bazen o kadar barizdir ki alışveriş için evden dışarı çıkıp ne alacağını hatırlamayıp ve bir süre sonra eve öylece dönebilirler. Stresin yoğunlaştığı durumlarda daha belirginleşen bu yakınma nedeniyle işlerinde başarısızlık yaşayan çok sayıda FM’li söz konusudur.
Unutkanlık daha ziyade yakın geçmişe aittir. Uzak hafıza bozulmamıştır. Bu şekliyle yaşlılardakine benzer bir durum söz konusudur. Herhangi bir şeyi unutmamak için not kağıtları yazar fakat daha sonra yazdığı not kağıdını unutabilir. İsimleri hatırlamakta yolları bulmakta hatta evin veya arabanın anahtarını bulmakta epey zorluk çekerler.
C) Hastalarda zaman zaman bulunan diğer sorunlar:
1- Huzursuz bacak sendromu ( HBS):
FM hastalarının % 31’ de ayaklarda hareket halinde veya istirahatte ayak uzatılsa bile huzursuzluk ve istemsiz hareketler görülür. Hastalarda devamlı olarak yanma, çekilmeler, karıncalanmalar, elektriklenmeler ve uyuşmalar olması nedeniyle bacakları hareket ettirmek ihtiyacındadırlar. Başlarını yatağa koyduğu andan itibaren gün içerisinde boyutu pek anlaşılmayan bu sorun birdenbire hastayı uyutmayan büyük bir dert haline döner. Uykusuz geçecek bir gecenin başlayacağını eski deneyimlerinden bilen hasta artık ileri derecede huzursuzdur. Aynı şekilde yatakta beraber yattığı kişinin de gecesi pek hayırlı olmayacaktır.
Yatakta sürekli bacaklarını ovuşturan bir süre sonra kalkıp dolaşmak zorunda kalan hatta duşlara girmek zorunda kalan H.B.Sendromlu hastalar bu yüzden uyku kalitesi bozuk ve devamlı yorgunluktan şikayetçi konumdadır. Huzursuz bacak sendromu nedeniyle sinema tiyatro, konserlerde istemsiz olarak devamlı ayaklarını sallayan bu kişiler hem kendilerini mutsuz hissedecek hem de sanatçının bu nedenle dikkatini dağıtabileceklerdir.
HBS; bir başka hastalığın uzantısı olabilir. Örneğin, diyabet, kanda demir eksikliği anemisi, depresyon giderici ilaçların kullanılmasına bağlı olabilir. Ayrıca, bel fıtığı operasyonları sonrası, böbrek hastalığı, diyalize giren hastalar ve Parkinsonlu kişilerde bu sendroma rastlanabilir. Aşırı alkol kullanan kişilerde hatta gebeliğin 20. haftasındaki birçok kadında bu duruma rastlanabilir. Hiperaktif çocuklarda bazen büyüme ağrıları ile karıştırılan H.B.S ağrıları olabilir.
Huzursuz bacak sendromunun tedavisinde kişilere kötü alışkanlıklardan arınmış bir yaşam sürmesi önerilir. Kahve, alkol bırakılmalı, düzenli egzersiz yapılmalıdır. B12 vitaminleri verilmeli varsa demir eksikliği giderilmelidir. Yine vücutta dopamin eksikliği varsa bunun tespit edilip yerine konması gerekecektir. Hastaların bol su içmeleri, bacaklara sıcak-soğuk alterne banyolar yapması ve sıkmayan rahat ayakkabılar giymesi önerilir.
2- Ağız ve göz kuruluğu:
Ağız kuruluğu şeker hastalığında sık rastlanan bir belirtidir. Hatta birçok hasta bu belirtiyle şekerin arttığını anlayabilmektedir. Burada tıpkı şeker hastalığında olduğu gibi ağız kuruluğu çeken FM hastaları vardır. Aynı şekilde göz kuruması bazı göz hastalıklarıa ait bir belirtidir. Benzer şekilde FM ile beraber göz kuruması ve gözlerde batma yanma gibi bir takım sorunlar ortaya çıkabilir. Ortaya çıkan bu yakınmalar bazen hastaları çok rahatsız edebilmektedir. (%20-35). Göz için özel gözyaşı damlaları, ağız için ciklet çiğnenmesi tavsiye edilebilir.3- Çene eklemi sorunları:
FM hastalığı bazen”Temporo-mandibuler disfonksiyon sendromu ” denilen bir hastalık ile beraber seyredebilir (%25). Çiğnemede ağrı ve bu esnada çeneden sesler duyulması, ağzı açmakta güçlük ve açılma sırasında sorunlu çenenin yana kayması, başın öne ve ileri çıkık bir şekilde duruşu gibi sorunlar söz konusu olabilir.Bu durumun tedavisinde FM’in genel tedavisinin yanı sıra ağız için bir süre özel aparatların kullanılması, bazı düzeltici egzersizlerin yapılması, özel fizik tedavi işlemleri gibi yöntemler uygulanır.
4- Kaslarda krampların görülmesi:
Hastalarda kol, bacaklar veya herhangi bir vücut kısmında zaman zaman değişik derecelerde bazen tik şekline dönüşen atipik kramplar söz konusudur. Normal koşullar altında ve normal yerlerde ortaya çıkmayan bu atipik kramplar (bazen küçük parmakta veya burnun ucunda vb) hastalara bazen cehennem azabı çektirebilir.Durup dururken aniden kasılma sonucu acı içinde kıvranan hatta istemsiz olarak bağıran bazı FM hastaları olabilir. Stresin ve FM semptomlarının yoğunlaştığı durumlarda, soğuk ve nemli havalarda bunlara daha sık rastlandığı görülmüştür.
5. Adet öncesi gerginlik veya ağrılı adet görülmesi:
Normalden daha fazla gerginlik ve sancılı adet durumlarına rastlanabilir. Önceden mevcut olmayan bu durum çok kez FM başladıktan sonra ortaya çıkabilir.6. Ani idrara çıkma hissi:
Mesanede beklenmeyen bir gerginlik sonucu hastalar süratle idrara çıkma ihtiyacı hissederler. Bazen de malesef idrar kaçırmalar söz konusu olabilir. Aslında yapılan idrar son derece azdır hatta bazen idrar yapılacakmış gibi hissedildiği halde sonuç gerçekleşemeyebilir. Ani heyecan durumlarında olağan sayılan bu belirtinin devamlı hale gelmesi, bir FM’li için önemli sıkıntı kaynağı olması kaçınılmazdır .7. Baş dönmesi, işitme kaybı:
Sebepsiz yere baş dönmeleri olabilir. Yapılan kontrollerde bunların tıbbi bir nedeni ve tanısı konulamaz. Bu sırada nabzın ve tansiyonun normal bulunması fibromiyaljiye özgüdür.Ayrıca sebepsiz bir işitme kaybı da olabilir. Yapılan işitme testleri tamamen normal olduğu halde bazı tiz veya pes sesleri duyamama olayı FM’e özgü sorunlardan biridir. Hatta bazı FM hastalarının sanki etraflarındaki insanların aniden “başka dilden konuşuyorlarmış gibi oluyor “ demeleri de ilginçtir.
8. Görme bozuklukları:
Göz adalelerinin FM’ den etkilenmesi sonucu “ visual konfüzyon ” da denilen görmede ani denge kayması şeklinde anlatabileceğimiz bir problem ortaya çıkar. Bu hastalar araba kullanmada, kitap okumada sorunlar yaşarlar. Parlak ışıklı ortamlarda rahatsızlık çeken (fotofobi) bu hastalar bu bahsedilen ortamlardan kaçma arzusundadırlar. Halbuki, göz muayenelerinde belirgin hiç bir sorun tespit edilemez.9. Deri bulguları:
Deride kuruluk, hareler şeklinde renk değişiklikleri, zaman zaman ortaya çıkan hatta bazen çılgınca gelen kaşınma arzusu, parmaklarda terleme gibi adı tam olarak konulamamış bazı cilt sorunları görülebilir. Öte yandan vücuttaki hassas noktaların üzerine basılınca deride kırmızılık ortaya çıkabilir. Bu kırmızılıkların kaybolması ise uzun sürer.10. Göğüs ağrısı:
FM’li hastaların bazılarında göğüs ve kalp bölgelerinde atipik ağrılar görülebilir. Özellikle mesleki olarak öne eğik veya göğsü sıkıştırıcı pozisyonlarda çalışmak zorunda kalan hastalarda bu durum ortaya çıkar.Nefes almada batma hissi ve göğüste gerginlik olabilir. Elde uyuşma kalp bölgesinde ağrı, fenalık hissi, baş dönmesi gibi belirtilerle kalp krizini taklit eden tablolar FM’de pek nadir değildir. Elbette bu gibi ani tablolarla başvuranlarda gerekli tetkikler yapılacaktır. Fakat çok kez tüm incelemeler normal çıkar.
11. Hipermobilite sendromu:
Eklemlerin normalden çok daha fazla hareket edebilmesi bir hastalıkdır ve bu bulgunun FM hastalığı ile birlikte görülme olasılığı yüksektir. Önemli belirtiler göstermeden bir başka deyişle hastaya sorun çıkarmayan ve birçok kişide özellikle kadınlarda görülen bir hastalıktır.Vücudun 3 veya daha fazla bölgesinde normalden daha fazla hareketlilik görülmesi ile hastalık tanısı konulur. El başparmağının önkol bölgesine doğru kolayca yaklaşması, el parmaklarının aşırı derecede geriye bükülebilmesi, diz veya dirseğin normalden (10 derece ) fazla bir şekilde arkaya dönebilmesi, dizler kırılmadan avuçların tamamen yere değdirilebilmesi ve ayağın 45 dereceden fazla kendine çekilebilmesi hastalık belirtileridir.