- Şubat 5, 2024
- Web Yayın Kurulu
- Comment: 0
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Sağlık Rehberi
AĞRILARA PAYDOS
Ağrıda İlaç Tedavisi
Binlerce yıldır tüm hekimlerin ilk tedavi seçeneği hastaya ilaç vermektir. Bununla beraber veya ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda her branşın kendine göre farklı tedavi seçenekleri gündeme gelir. Öncelikle ilaç kullanılmasındaki başlıca kurallara değinmek gerekir.
HASTAYA İLAÇ YAZILMASININ KURALLARI
Hastaların birçoğu doktorun verdiği ilacı isteyerek veya istemeyerek doğru kullanmamış, önerdiği egzersizi yapmamış veya öğütleri tutmamıştır. Doktorun önerilerini yapmayan hasta, hekimler için bir sıkıntı kaynağıdır. Daha önce yazdığı ilaçları hastanın tam zamanında ve dozu ile kullandığını sanan doktor, kontrol sırasında bu ilaçlardan sonuç alamadığını düşünüp bu kez daha farklı bir reçete yazacaktır. Bu sefer yazılan son reçeteyi hasta kullanmaya niyetlenirse, önceki reçetede bulunanlardan farklı, gereksiz yere yan etkileri fazla bir ilacı kullanmak zorunda kalacaktır.
Hastaların bir kısmı aynı anda iki ayrı doktora tedavi olmaktadırlar. Bunlardan biri çoğu kez kamu hekimi diğeri de özel hekimdir. Sonucun başarılı olması doğal olarak mümkün değildir. Hiçbir hekimin dediğini tam olarak yapmayan bu hastalar biraz onu biraz diğerini kullanmaktadırlar. Bu durum için şu benzetme yapılabilir. ” Bir ceketin kolunun birini bir terzi diğerini de farklı bir terzi dikebilir mi?”
Reçetelere yazılan ilaçların nasıl kullanılacağı belirtilmediğinde bu reçeteyi alan hasta şaşkınlık içinde kalır ve eczacıyla beraber bir çözüm bulmaya çalışırlar. Aslında tüm ilaçların hastanın kullanacağı miktarlarda verilmesi gerekir. Bunun için, ilaçlar küçük ambalajlarda piyasaya çıkarılmalıdır. İlaçların kutulanmadan folyo içerisinde hijyenik şartlara dikkat edilerek gerektiği kadar adette verilmesini gelişmiş uluslar beceriyor da niye ülkemiz de bunun yapılması engelleniyor, anlaşılmış değildir. Öte yandan kullanılmış ilaçların toplanması olgusundaki yanlışlardan biri de bu ilaçların kullanım süresinin geçip geçmediği ve ayrıca saklama şartlarının kurallara uygun olup olmadığıdır. Örneğin ilaç taze olabilir fakat saklama koşulları hijyenik olmadığından kutuda kalan ilaçlar kullanılmayacak durumda olabilir. O yüzden bu ilacın güvenli olarak başka bir şahsa verilmesinde aracılık ederken önemli bir sorumluluğun alındığı unutulmamalıdır.
Burada en iyi çözüm daha önce belirtildiği gibi ilaçların küçük paketler halinde piyasaya sunulmasıdır. Bu ve bunun gibi nedenlerle milyar dolarları bulan ilaçların yaklaşık üçte birinin çöpe atıldığı tahmin edilmektedir.
POLIFARMASİ
Polifarmasi, birçok ilacın aynı anda kullanılmasıdır. Bu durum doktorlar açısından bazen masum gerekçelerle, bazen de dikkatsizlikle ortaya çıkan bir yaklaşım olabilir. Her ne şekilde olursa olsun bir reçetede aynı zaman içerisinde birden fazla ilaç yazılmışsa bunların birbirleriyle etkileşimlerinin hesaba katılması şarttır. Zira birbirinin etkisini azalttıkları gibi haddinden fazla arttırmaları da mümkün olabilir. Ayrıca yan etkiler bir araya gelerek inanılmaz boyutlara yükselebilir.
O yüzden olabildiğince polifarmasiden kaçınılmalı ve birlikte kullanılması şart olan ilaçların etkileşimleri göz ardı edilmemelidir. Doktor, reçeteyi yazmadan önce mutlaka hastadan daha önce kullandığı ilaçları öğrenmeli ve bunlarla bağdaşacak ilaçları yazmalıdır. Bu kurala uyulmadığında bazen hastanın hayatını tehdit edecek durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Polifarmaside yapılan bir başka yanlış da şudur. Tanıyı tam kesinleştirmemiş hekim, ne olur ne olmaz diye isimleri farklı fakat etki alanları aynı olan ilaçları birbiri ardı sıra reçetelerine yazabilmektedir. ” Polifarmasi sırasında ya hastanın midesini ya da cebini delmek mümkündür.”
KULLANACAĞINIZ İLAÇLAR KONUSUNDA DOKTORUNUZA SORABİLECEKLERİNİZ:
Nasıl kullanılacağı ve etki şekli iyi bilinen bir ilaçtan alınacak yarar kuşkusuz daha fazladır. Size verilen reçeteyi daha iyi kavrayabilmek için doktorunuza aşağıdaki soruları yöneltebilirsiniz:
- Bu ilacı günde kaç kez kullanacağım? Yemeklerle birlikte mi alacağım? Bir gün kullanmayı unutursam ne yapayım?
- Kullanılan ilacın yararını azaltacak yiyecek ya da içecek (süt, yoğurt, alkol, ıspanak vb) var mı?
- Bu ilaçla beraber hafif bir ağrı kesici de kullanabilir miyim? İlacın yan etkileri var mı? Yan etkileri ortaya çıktığında ne yapmalıyım?
- Şu anda kullandığım ilaçlar ile verilen romatizma ilacı arasında olumsuz bir etkileşim olacak mı?
- Bu ilacı ne kadar süre ve miktarda kullanacağım?
İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ
Hareket sistemi hastalıklarında kullanılan ilaçlar çok çeşitli olmakla beraber temel olarak baktığımızda 8 ana grup ilacın kullanıldığı görülür.
- Basit ağrı kesiciler
- NSAI (Kortizon olmayan enflamasyon (iltihap) giderici ilaçlar)
- Adale gevşetici ilaçlar
- Kortizon ve türevleri
- Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar
- Vitamin ve mineraller gibi destek tedaviler (Kalsiyum, B ve C vitaminler, çinko, magnezyum vb.)
- Temel etkili antiromatizmal ilaçlar (altın, metotreksat, penicillamin, azothiopurin, kininler, sulfasalazin)
- Antibiyotikler (penisilin ve diğer antibiyotikler)
Bu ilaçlardan en fazla kullanılanı NSAI ilaçlardır. Bu ilaçların ağızdan alınan, enjeksiyon şeklinde uygulanan, dışarıdan sürülen merhem şeklinde veya fitil şeklinde olan türleri vardır. NSAI ilaçlar Türkiye’de en çok çöpe giden ilaçlar grubundadır. Çok fazla kullanılmasına rağmen genellikle doktor kontrolü altında kullanılmadığı bilinmektedir. Halbuki, dikkat edilmediği taktirde bu ilaçlar nadir de olsa ölümcül olabilen sorunlar ortaya çıkarabilmektedir.
Bu bakımdan doktorlar tarafından hastaların uyarılması ve olabilecek yan etkiler konusunda bilgilendirilmesi şarttır. Hastaların birbirlerine ilaç ikram etmelerinin önüne geçilmeli ve ilaçların kullanım özellikleri iyice belirtilmelidir. Yan etki meydana geldiği zaman hastanın mutlaka doktoru ile görüşmesi gerekir. Doktorla görüşene kadar ilaç uygulamasına geçici olarak ara verilmelidir. Yan tesirlerin neler olduğu ve gün içerisindeki seyri hasta tarafından not edilmeli ve doktora iletilmelidir.
NSAI ilaçlar nadir de olsa mevcut ülseri kanatabilirler veya ülser olmadan da kanamaya yol açabilirler. Bu gibi durumlarda yine ilaç hemen kesilmeli ve mide için ilaç tedavisine başlanmalıdır. Bu nedenlerle doktorlar hastaların daha önceden mide hassasiyetlerinin olup olmadığını sormalı ve bu sorunu olanlara bu gibi ilaçlardan hiç verilmemeli ya da mide koruyucu ilaçlarla birlikte verilmelidir. Bunun dışında ilaçların tok karına veya yemekler arasında alınması veya sütle içilmesi önerilebilir.
Elbette tek yan etki, mide sorunları değildir. Böbrekte, karaciğerde ve kan hücreleri üzerinde çeşitli yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler daha önce yatkınlığı olan kişilerde veya ilacı yüksek doz ve uzun süre kullananlarda daha kolay meydana gelebilecektir. Bu yüzden bütün ilaçları, kontrolsüz olarak reçeteye yazılandan daha uzun süre ve daha yüksek miktarlarda almak çok tehlikelidir.
Hamilelere, süt veren annelere, yaşlı ve çocukluklara bu ilaçların kullanılışında önemli uyarılar yapılmalıdır. Bu kişilerin doktora danışmadan ilaç alması hayati sakıncalar doğurabilir. Hamileler ve süt verenler için ideal olan hiç ilaç almamalarıdır. Özellikle, hamileliğin ilk üç ayında doğacak bebek üzerinde önemli riskler bulunduğu için bu ilaçlara izin verilmemelidir. Sonraki aylar, çok gerekli olursa doktor kontrolü altında ve etkisi kısa süreli olan ilaçlar kullanılabilecektir.
65 yaşın üstündeki kişilerde ilaç tepkileri gençlerden çok farklıdır. Bu nedenle bazı ilaçları onlara hiç önermemek bazılarını ise dikkatli ve kontrollü bir şekilde kullanmak söz konusudur. Yan etkileri bakımından en fazla sorun çıkartan bir başka ilaç grubu da kortizonlardır. İki ucu keskin bir bıçak olarak nitelendirdiğimiz kortizon bilinçli ellerde kullanılınca hastalığı keserken bilinçsiz bir kullanım hastada önemli sorunlara yol açabilmekte bir başka deyişle hastayı kesmektedir. Bu konu ile ilgili ayrıntılara ilaç tedavileri başlığı altına kortizon bölümünde daha geniş olarak yer verilecektir.
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
Sadece NSAI ilaçlar değil birçok ilaç arasında etkileşme olabilir. Bunun atlanması yine yaşamsal olumsuzluklara yol açabilecektir. Bu yüzden hastaların kullandığı başka bir ilaç olup olmadığı sorulmalı ve halen kullanmak zorunda kaldığı diğer ilaçlar ile aralarında olabilecek etkileşime hazırlıklı olmak gerekir. Bu etki bir başka ilacın tesirinin olumsuz şekilde artması veya beklenen tüm etkisinin yok olması olabilir. Beraber alınan ilaçların normal etkisinin durdurulamayacak kadar artması halinde geç kalınmış olunmaması için yazılan tüm ilaçların nelerle etkileşebileceğinin önceden bilinmesi gerekir. Salisilat, indometazin, naproxen, ketoprofen gibi antiromatizmal ilaçlar ile pıhtılaşmayı önleyen ilaçlar beraber alınınca kandaki sulanma artar ve kanamaların giderek uzun sürmesi söz konusu olabilir. Salisilat, azapropazon ile antidiyabetikler beraber alınınca kan şekerini düşürücü etki beklenenden fazla olabilir.
İndometasin ile beta bloker türü kalp-damar ilaçları beraber kullanılınca tansiyon düşürücü etki beklenenden yüksek olabilir. İdrar söktürücüler ile alınan tüm NSAİ’ler bunların etkilerini birkaç kat daha artırabilirler. Tüm NSAI ilaçlar, tansiyon düşürücü ilaçların etkisini artırır. Salisilat grubu ilaçlar sara tedavisinde kullanılan ilaçlarla beraber alınınca zehirlenmelere kadar gidebilen ağır tablolar ortaya çıkabilmektedir.