Check Up Panelleri ve Yapılan Tahliller

METABOLİZMA TESTLERİ​

Üre: Böbrek fonksiyon yetmezliklerinde düzeyleri yükselir. Beslenmede düşük protein alınması, ağır karaciğer yetmezliği ve gebelikte düzeyleri düşer.

Kreatinin:
 Böbrek fonksiyon bozukluğu, şok, dehidratasyon, hipertiroidizm, akromegali, kas hastalıları ve et türü protein alımı kan kreatinin düzeyini yükseltirken, kas kitlesinin azalması, şiddetli karaciğer hastalığı, yetersiz protein alımı ve hamilelikte bu değerler düşebilir.

Tam İdrar
 Analizi: İdrarda PH, şeker, protein, albumin, nitrit, keton, ürobulin, ürobilinojen, renk değişiklikleri incelenir ve yoğunluk ölçümü yapılır. Daha sonra santrifüjde çevrilerek elde edilen idrar tortusunda enfeksiyon, taş veya kum gibi böbrek ve idrar yollarına ait sorunlar tek tek araştırılır.

Sodyum (Na)
: Vücuttaki hücre dışı sıvının en önemli katyonudur. Sıvı- elektrolit ve asit-baz dengesinin değerlendirilmesinde kullanılır. Kanda normal düzeydeki sodyum seviyelerini düzenler.Kas çalışmasını sağlamaktadır. Tansiyon hastalıkları erken teşhisi için sodyum değerlerinin incelenmesi oldukça önemlidir.

Potasyum (K):
 Hücre içinin ana katyonu olup kas ve sinir aktivitesi için kritik rolü vardır. Asit -Baz, elektrolit dengesinin önemli parametresi olan potasyum, tansiyon yüksekliğinde erken tanı için çok önemlidir.

Klorür (Cl):
 Asit- baz ve elektrolit dengesinin önemli belirteçlerinden birisidir.Susuz kalınması, diabetes insipidus, Cushing sendromu, alkalozis, metabolik asidoz (uzun süren ishaller sonucu) ve bazı böbrek yetmezliği vakalarında artabilir.

İdrarda Atılan Kalsiyum
: Kemikler, kalp, sinirler, böbrekler ve dişlerle ilişkili hastalıkların taranması, tanısı ve izlenmesi için idrarla atılan  kan kalsiyum analiz edilir.

İdrarda Atılan Keratinin: 
İdrarda atılan kalsiyum ile yine idrarda atılan kreatinin birbirlerine oranı osteoporoz tanı ve takibinde kullanılan pratik bir testtir.

İdrarda 24 Saatlik Protein Klirensi: 
Diyabet hastalığı ilerleyen dönemlerde böbrek fonksiyonlarını bozar.Bu durumun incelenmesi amacıyla 24 saat boyunca biriktirilmiş idrarda bu etkilenmenin derecesini ortaya koymak için yapılan bir böbrek fonksiyon testidir. 

Protein Elektroforezi: 
Karaciğer veya böbrek hastalıklarını düşündüren semptomlar varlığında veya dokularda sıvı göllenmesi (ödem) gibi semptomlar varlığında da diğer başka testlerde beraber istenebilir.Alkol kullanımı protein düzeylerini etkilediğinden bu yöntemle vücuttaki protein dağılımının değerlendirilmesi gerekir.

Kan Şekeri (Glukoz):
 Şeker hastalığı tanısı ve karbonhidrat metabolizmasını değerlendirmeye yarar.

HbA1c (Gluko-hemoglobin)
: Metabolizma ve genel sağlık göstergelerinden biridir. Diyabet ve damar sertliğinin vücut için tehlike oranını ortaya koyar.

Ürik Asit:
 Gut hastalığının teşhis ve takibinde kullanılır.

Helikobakter Pilori:
 Bu bakterinin asitle birlikte, ülser oluşumunda rol oynayan en güçlü etken olduğu saptanmıştır. Bakteri hem koruyucu faktörleri azaltarak, hem de mide asidinin gücünü arttırarak mide ülserine neden olmaktadır. Aşırı asit salınımı olan kişilerde, mide ülseri, mide kanseri ve duedonum ülserinde yükselir.

KAN YAĞLARI PANELİ

Kandaki yağ ve kolesterol oranlarını belirlenmesi ve kalp damar hastalıkları riskinin ortaya konması amacıyla yapılmaktadır.

Total Kolesterol: Kolesterol, lipid profilinin önemli bir parçasıdır. Damar sertliği (ateroskleroz) ve koroner arter hastalığı riskinin değerlendirilmesi için faydalıdır.

HDL Kolesterol (iyi): HDL düzeyi yükseldiğinde koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu özelliği artırır. Yüksek trigliserid ile birlikte azalmış HDL düzeyleri kalp damar hastalıkları riskinin arttığına işaret eder.

LDL Kolesterol (kötü): LDL kolesterol (düşük yoğunluklu) düzeyinin yüksek olması, ateroskleroz ve koroner kalp hastalığı riskinin arttığına işarettir.

VLDL Kolesterol (very low = çok düşük): Çok düşük yoğunluklu kolesterol türüdür. LDL Kolesterol kadar tehlikeli değildir.

Trigliserid:  Kan plazmasındaki temel yağ elemanıdır. Trigliserid ve kolesterolün birlikte artmış olması damar sertliği için önemli bir göstergedir

KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ

Karaciğerin çalışması bazı önemli parametrelerin ortaya konması ile değerlendirilir. Bunlar;

SGOT (AST): Sırasıyla kalp, karaciğer, iskelet kası, böbrek, beyin, pankreas, dalak ve akciğer dokularında oluşan hasarları belirler. Hücre hasarı gerçekleştikten sonra 12 saat içinde seviyeleri yükselir.

SGPT (ALT): Primer olarak karaciğer hastalıklarının tanısında ve bunun yanı sıra siroz ve hepatit tedavisinin izlenmesinde kullanılır. Ciddi şoklar, kalp yetmezlikleri ve büyük travmalarda seviyeleri çok artar. Tıkanma sarılığı, karaciğer tümörleri, yaygın miyokard infarktüsü, musküler distrofi, preeklampsi, kas travmaları, karaciğer yağlanmasında, kronik alkol kullanımı, şiddetli yanıklar ve ağır pankreatit olgularında seviyeleri çok yükselir.

Gama Glutamil Transferaz (GGT): GGT esas olarak böbrek, karaciğer ve pankreas kaynaklı bir enzimdir. Böbrekte daha yoğun olmasına rağmen genellikle karaciğer patolojilerinin  değerlendirilmesinde kullanılır. Karaciğer hastalıkları, kalın barsak ve göğüs kanserlerinin tanısında bir belirteçtir.

Alkalen Fosfataz(ALP): Karaciğer ve kemik hastalıklarının değerlendirilmesinde önem taşır.Safra kesesi hastalıkları, siroz, hepatit, infeksiyöz mononukleoz gibi karaciğer hastalıklarında Paget Hastalığı, metastatik kemik tümörleri, kemik kırıkları gibi durumlarda artar.

Total Bilirubin: Serum bilirubin düzeylerindeki artış, eritrositlerde aşırı bir yıkım olduğunda ya da karaciğer normal miktarda üretilen bilirubini dışarı atamadığında görülür. Yüksekliğinde ten renginde sarılık yapar. Direkt bilirubin değerleri ise pankreas başı kanseri, koledok kanalı taşlarında yükselir.

Total Protein: Kan içinde bulunan Total protein genelde,karaciğer,böbrek fonksiyonları ve bazen kişinin beslenme durumunu ortaya koymak için yapılan bir incelemedir.

Albumin: Akut ve kronik enflamasyonlar, karaciğerin sentez kapasitesinin azalması, nefrotik sendrom, yanık, travma gibi vücut yüzeylerinde kaybın artması, plazma su konsantrasyonunun azaldığı durumlarda miktarı yükselir

Globulin: Böbrek ve karaciğer hastalıklarının takibinde kullanılır.

LDH: Akut veya kronik doku hasarının varlığı ve şiddet derecesinin genel bir göstergesi olarak, bazen bazı kanserler, böbrek hastalığı  ve  karaciğer hastalığı  gibi ilerleyici rahatsızlıkları takip amacıyla yapılmaktadır.

CK-MB: Kalp kası faaliyetleriyle alakalı testlerden birisidir.

HEPATİT PANELİ​

HbsAg: İnsanda bulunan Hepatit B antijeninin niteleyici tespiti için yapılan testtir.

Anti-Hbs: HbsAg´ye karşı oluşmuş antikorları gösteren kantitatif bir testtir. Hbs aşı yapıldığının ve bağışıklık sistemininin göstergesidir.

Anti-HCV: (Hepatit C Virüsü) HCV´ye karşı oluşan antikorların niceleyici tespiti için yapılan kalitatif bir testtir.

HEMATOLOJİK TESTLER

Hemogram(Tam Kan Sayımı): Anemi (kansızlık), enfeksiyon ve bazı kan hastalıklarının tanısında kullanılır.  Kan sayımı analizi en sık istenen temel tarama testlerinden biridir. Kan sayımı bulguları, kan hastalıkları veya diğer sistemlerle ilgili çok önemli bilgiler verir.

Lökositler (beyaz kan hücreleri) iki temel gruba ayrılır: Granülositler (nötrofil, bazofil ve eozinofil) ve diğerleri ( lenfosit ve monositleri). Lökositler vücuttaki enfeksiyonlarla savaşır ve fagositoz işlemini gerçekleştirirler.

Kan Grubu:  İnsan kanındaki antikorlara bakılarak, kanın özelliğini belirtmek için oluşturulmuş sınıflandırma sistemidir. A, B, AB ve 0 türleri mevcuttur.

Sedimentasyon: Kanda infeksiyon,kronik veya akut hastalıkların ortaya konulması amacıyla yapılan bir testtir.

Eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) görevi oksijenin akciğerden vücut dokularına taşınması ve karbondioksitin de dokulardan akciğerlere geri taşınmasıdır. Eritrositlerle ilgili olarak  Hb, Hct, MCV, MCH, MCHC analizleri yapılır. Anemilerde, eritrosit sayısı, Hb ve Hct değerleri düşer. MCV, MCH, MCHC  aneminin tiplendirilmesinde değerlidir.

Trombositler kanın pıhtılaşması ve  kanamanın durdurulmasıyla  ilgili hücrelerin sayımıdır.

Retikülosit sayısı, kemik iliği yetmezliğinin neden olduğu anemileri kanama ya da hemolizin neden olduğu anemilerden ayırt etmede değerlidir. Kemik iliği yetmezliğinde retikülosit sayısı düşerken hemolitik anemilerde artar. Retikülosit sayımı yeni oluşan ve dolaşıma giren eritrositlerin total eritrositlere oranını gösterir.

Periferik Yayma: birçok kan ve infeksiyon hastalığının tanısında yararlı bilgiler verir. Ayrıca hastaların tedaviye verdiği cevabın izlenmesinde, lösemilerde nükslerin gösterilmesinde de önemlidir.

Demir ve demir bağlama kapasitesi: Aneminin çeşidi ve derinliğinin ortaya konması amacıyla yapılır.

Ferritin:  Bazı anemiler ve kemik iliği fonksiyonlarını irdelemek amacıyla yapılmaktadır.

SİNDİRİM BAĞIRSAK PANELİ

Gaitada Gizli Kan: Kolon kanserlerinin erken tanısı için 40 yaş üzerindeki herkese ve ailesinde mide ve bağırsak kanseri olanlara yılda 1 kez yapılması önerilmektedir.

Gaita Mikroskopisi: Parazit, parazit yumurtası ve sindirim artıkları açısından değerlendirme yapılmaktadır.

Endoskopi: Gastrointestinal endoskopi adıyla da bilinen yemek borusu, mide, oniki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağın incelendiği tetkik yöntemlerinin genel adı. Ayrıca böbrek taşı düşürenler için de geçerli bir teşhis yöntemidir, sadece mideyle sınırlı değildir.

Kolonoskopi:Kalın bağırsakların endoskopik olarak incelenmesidir.

KANSER TARAMA TESTLERİ

Total PSA: Prostat iltihabı ve kanseri tanısında kullanılan bir belirteçtir.

Serbest PSA: Prostat iltihabı ve kanseri tanısında kullanılan  diğer bir belirteçtir.

KANSER MARKERLARI

  • CEA :Prostat dokusundan kaynaklanan kanserlerin tarama testidir.
  • AFP (karaciğer, erkeklerde testis, kadınlarda yumurtalık),
  • CA 125 (over, yumurtalık),
  • CA 15-3 (meme),
  • CA 19-9 (kalın barsak), kanserlerinin teşhisinde ve takiplerinde kullanılan testlerdir.
  • Smear: Rahim ağzı kanser tarama testidir.

KARDİAK PANEL

Homosistein: Damar sertliği, pıhtı atması, beyin damar tıkanıklıkları, kalp hastalıkları riski gibi birçok önemli hastalığın erken tanısında kullanılan önemli bir belirtidir.

Lipoprotein (a), High Sensitive CRP: Kalp ve damar hastalıklarının genetik ilişkisini araştırmak için yapılan önemli bir belirtidir.

Akciğer Filmi (Grafisi): Kalp ve solunum sisteminin değerlendirilmesi amacıyla hastalardan talep edilir. Akciğerde tümör, zatürre ve verem gibi hastalıkların teşhisinin yanı sıra KOAH tanısında önemli yeri vardır.

EKG (Elektrokardiografi): Kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin incelenmesi, kalp ritm bozuklukları, kalp krizi teşhisinde en basit ve temel incelemelerden biridir.

EKO (ekokardiyografi): Kalp ekosu kalp kapakçıklarının fonksiyonlarının ortaya konması amacıyla yapılan bir testtir.

Eforlu EKG(Efor Testi): Kardiyoloji muayenesi sonrası efora tahammülün ortaya konması  amacıyla otomatik koşu bandında hızlandırılmış yürütmeler sırasında EKG (elektrokardiyografi) yapılması gerekir.. Gizli koroner kalp hastalıklarının ortaya çıkarılmasında  kullanılır.

CKMB: Kalp kası faaliyetleriyle alakalı testlerden birisidir.

KEMİK PANELİ

Kalsiyum (Ca): Çeşitli endokrin ve metabolik bozuklukların değerlendirilmesinde kullanılır.Osteoporozların bir kısmında kandaki düzeyleri düşüktür.

Fosfor: Kandaki fosfat düzeyi yemeklerle alınan fosfat miktarına bağlı olduğu gibi, paratiroid bezlerinden salgılanan ve parathormon (PTH) adı verilen hormonun salgılanmasındaki değişikliklere de bağlıdır. Kandaki fosfat seviyesinin ayarlanmasında böbrekler büyük öneme sahiptir. Fosfatın fazlası böbrekler tarafından süzülerek idrarla atılır. Kandaki fosfat düzeyi kan kalsiyum düzeyini de etkiler.

Alkalen Fosfataz (ALP): Karaciğer ve kemik hastalıklarının değerlendirilmesinde kullanılan önemli belirteçlerden biridir.Safra kesesi hastalıkları, siroz, hepatit, infeksiyöz mononukleoz gibi karaciğer hastalıklarında Paget Hastalığı, metastatik kemik tümörleri, kemik kırıkları gibi durumlarda kandaki düzeyi  artar.

ROMATİZMA PANELİ

ASO (Anti-Steptolizin-O): Geçirilmiş streptokok infeksiyonunu gösteren bir romatizma testidir.

CRP (C-Reaktif Protein): Birçok hastalıkta romatizmal hastalıklarda aktivasyonun en iyi göstergelerinden biridir. Ayrıca vücutta herhangi bir infeksiyonun varlığını da gösterir

RF (Romatoid Faktör): Romatoid artirit gibi iltihaplı eklem romatizmalarında ortaya çıkar.

Fibrinojen: Romatizmal ve iltihabi hastalıkların teşhisi ve izlenmesinde kullanılır.

TROİD PANELİ

Bu panelde iç ve dış guatr teşhisi, tiroid kanseri ve tiroid hormon dengesinin değiştiği tüm hastalıkların ortaya konulması amaçlanmaktadır.

Total T3: T3 tiroid hormonlarının dokudaki etkisini gösteren ana formudur.

Total T4: Tiroid bezinden salgılanan ana hormondur. Tiroidal hormon salgısını direkt olarak gösterir.

Serbest T3: Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ötiroid (sağlıklı), hipotiroid (düşük) ve hipertiroid (yüksek) durumlarını ayırmada kullanılır.

Serbest T4: T4´ün fizyolojik aktif formudur. Tiroid fonksiyon bozukluklarında TSH ile birlikte incelenmesi gereken bir parametredir.

TSH: Tiroid hastalıklarının değerlendirilmesinde özgünlük ve duyarlılığı yüksek olan bir belirteçtir. Tiroid hormonlarının salgılanmasını düzenleyen merkezlerin hastalıktaki rolünün ortaya konulması amacıyla yapılması söz konusudur.

Anti-TPO ve Anti-tiroglobulin: Tiroid dokusunda aşırı çalışma veya habis tümör varlığında  yükselen bir değerdir.

Tiroid ultrasonografisi: Tiroid dokusundaki değişimleri izleyerek fonksiyonları hakkında önemli bilgilerin alınması mümkün olabilmektedir.

RADYOLOJİK PANEL

Tüm Batın Ultrasonografi:Karın içi organlarda (böbrek, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, yumurtalıklar, rahim, prostat, lenf bezleri ve büyük damarlar gibi) hastalıkların ve anomalilerin belirlenmesinde kullanılır.

Kemik Yoğunluğu Ölçümü: Kemik erimesi ve bazı kemik hastalıkları tanısında kırık riskinin belirlenmesinde kullanılan bir yöntem DEXA sistemiyle çalışır.

Akciğer Grafisi: Kalp ve solunum sisteminin değerlendirilmesi amacıyla hastalardan talep edilir. Akciğerde tümör, zatürre ve verem gibi hastalıkların teşhisinin yanı sıra KOAH tanısında önemli yeri vardır.

Pelvis Grafisi: Üreme ve sindirim organlarını  tutan kalçaların arasındaki bölge olan pelvis bölgesinin radyografik olarak incelenmesi.

Alt Batın USG: Alt batın bölgesinde bulunan tüm iç organların(bağırsak,prostat ve diğer genital organların)  ultasonla incelenmesi.

Üroflovmetre: Prostatın mekanik olarak idrar yolunu sıkıştırmasını göstermesi açısından çok basit ama güvenilir sonuç veren bir testtir. Hasta idrara sıkışık olarak bilgisayarlı bir sistem içine doğru idrarını yapar. Bu sırada idrar akım hızı ölçülerek tanıya katkıda bulunur.

Omurga Grafisi:Omurga bölgesinin radyografik görüntülenmesi ile kemik bütünlüğü,kırıklar ve deformasyonları belirlenir.

EMG İncelemesi: Sinirleri etkileyen hastalıklarda tanı koymak, tanıyı doğrulamak, işlev bozukluklarını ya da yapısal hasarların şiddetini belirlemek, hastalık sürecini izlemek ve uygulanan tedavinin etkisini değerlendirmek için başvurulan bir inceleme yöntemidir.Diyabet komplikasyonlarından biride sinir dokusunun tutulmasıdır.Bu etkilenmenin değerlendirilmesi amacıyla EMG işlemine sıkça başvurulur.Dahiliye uzmanı talep ettiği takdirde EMG incelemesi yapılmaktadır.

Solunum Fonksiyon Testi: Akciğerlerin kapasitesini ve fonksiyonel durumunu objektif olarak ölçmek için solunum fonksiyon testi yapılmaktadır.Spirometre ile  yapılan bu testlerde hacmi ve bu havanın akciğere alınması-verilmesi esnasında yapılan güçlü solunum faaliyeti ile oluşturulan hava akım hızı ölçülebilir.Bu iki parametri birçok hastalığın tanısında son derece önemli ip uçları vermektedir.Örneğin;Astım ya da KOAH(Kronik bronşit,amlizem) hastalarında ölçülen akım hızlarında normal sağlıklı bireylere göre azalma olduğu saptanır ve bu azalma oranına göre hastalık tanısı konulabildiği gibi hastalığın ağırlık derecesi de belirlenir.

Tüm Batın Tomografisi: Bilgisayarlı tomografi x-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir.

Mamografi: Mamografi, düsük dozda çekilen bir meme röntgen filmidir.

Akciğer Tomografisi: Bir veya birkaç milimetre aralıklarla tüm akciğer ve göğüs boşluğunun taranması yöntemidir. Akciğer kanseri teşhisinde en sık kullandığımız yöntemlerin başında gelir.

Üst Batın Ultrasonografisi: Üst batın bölgesinde bulunan tüm iç organların ultrasonla incelenmesi.