Diyabetik Ayak ve Yara Tedavisi

Diyabetik Ayak Nedir?

Kan şekerinde ani yükselme ve düşmelerle seyreden dengesiz kronik diyabet hastalarında zamanla birçok komplikasyon ortaya çıkar. Önce ayaklarda uyuşma ve damar kan akımında zayıflık başlar. Bacaklarda gelişen duyu kusurları nedeniyle ayaklardaki küçük yaralar kolay kolay fark edilemez. Bu nedenle tedavileri geciken bu diyabetik hastalarda yaralar büyür ve hızla enfekte olur. Ayağın kesilmesine (amputasyon) kadar uzanan bu komplikasyon süreci çok hızlı seyreder. Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için maalesef ayak parmağı, ya da tamamı hatta bacağın bir kısmı kesilmek zorunda kalınabilir.

Diyabete bağlı ayak rahatsızlıkları en çok kimlerde görülür?
1. Ayaklarında sinir hasarı ile birlikte genellikle bacak kan akımı zayıflayan hastalar,
2. Uzun süredir şeker hastalığı olan diyabetik bireyler
3. Fazla kilolu hastalar (BMI düzeyi 25’den yüksek)
4. Yüksek tansiyon ve kolesterol düzeyi yüksek olan diyabetik hastalar
5. Ani hiperglisemi atakları nedeniyle kan şeker düzeyini normal seviyede tutamayan hastalar


Diyabetle ilişkili ayak rahatsızlıkları ne kadar yaygındır?
Diyabetli bir kişide ayak rahatsızlıklarının ortaya çıkma olasılığı yaklaşık %15’tir. Ama dengesiz (labil) diyabetik hastalarda bu oran çok daha fazladır

Diyabetik Ayak Nedenleri ve Belirtileri

Uzun süreli yüksek kan şekeri, diyabetle ilişkili nöropati adı verilen bir tür sinir hasarına neden olabilir. Diyabetle ilişkili nöropati sadece ayaklarda değil, vücudun başka yerlerinde de ortaya çıkabilir. Ancak en sık bacak ve ayaklarda görülür. Nöropatik hastaların duyu algılama yeteneğinin azalması nedeniyle ayaklarda uyuşmalar varsa çok basit zorlanmalarda bile ortaya çıkabilecek kabarcık, kesik gibi yaralanmaları fark etmesi zorlaşır. Bu basit tahrişler kısa sürede yaralara dönüşürler. Fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen basit yaralar kısa zamanda enfekte olabilir.

Diyabet zamanla ayaklara doğru giden kan akışını etkileyebilir. Bunun sonucunda diyabetli kişilerde periferik arter hastalığı (PAD) meydana gelir. Bu durum atardamarlarda daralma hatta tıkanıklıklara neden olur. Ayaklarda kan akımının azalması sonucu ayaklarda gittikçe derinleşen yaralar oluşur. Kısa zamanda enfekte olabilir ve iyileşmesi de giderek zorlaşır.

Diyabetik nöropatinin belirtileri nelerdir?

Diyabetle ilişkili nöropatinin belirtileri şunları içerebilir: Etkilenen bölgede; sıcak veya soğuğu algılama yeteneğinde azalma olur. Dolaşımın zayıflaması nedeniyle cildin rengi de giderek koyulaşır. Bölgede kıllar dökülür ve cilt dokusu kendisine değen nesneleri algılama yeteneği giderek zayıflar. Sanki karıncalanıyormuş gibi hissedilen tahriş ağrıları tipiktir. Diyabetik nöropatilerde damarsal dolaşım zayıfladığı için sorunlu dokuların kendi kendilerini tamir etme yeteneği zayıflar. Çizik, kabarcık ve nasırla başlayan doku bozulması ayakta kısa zamanda derin yaralara dönüşür. Ciltteki sorunlara sıklıkla ayak tırnak problemleri de eşlik eder. 

Diyabetik ayağın belirtileri

  • Yara bölgesinde serum sızıntısı veya irin deşarjı
  • Kötü koku
  • Ağrı
  • Cilt renginde bozulma
  • Ayakta lokal veya genel şişmeler

Diyabetle İlişkili Ayak Rahatsızlıkları Nasıl Teşhis Edilir?

Diyabetle ilgili ayak sorunlarını erkenden teşhis etmek için bazı ip uçlarına dikkat etmek gerekir. Hastaya yapılacak sorgulamalarda özellikle şu sıralamalara dikkat etmek gerekir.
A. Diyabet tanısının kaç sene önce konduğu öğrenilmeli,
B. Hastaların kan şekeri düzeyini bu süreç içerisinde nasıl yönettiği sorgulanmalıdır
C. Hastalar, bizzat kendi bacak, ayak ve parmakları cildini belli aralıklarla kontrol edip etmediği hastadan öğrenilmelidir. Yara açılmasından önce en ufak bir kırmızılık bile dikkatle aranmalı ve takip edilmelidir. Gerekirse ayna kullanılmalı veya başkasından da yardım istenmelidir. Çünkü kızarıklık, şişme, sıcaklık, renk değişikliği veya akıntı şeklinde ilerleyen bir süreç, hızla gelişecek ciddi bir enfeksiyonun belirtisi olabilir.
D. Ayak parmakları, bacağın alt kısmına sivri bir cisimle dokunarak ayakta duyu kusuru olup olmadığı yine bizzat hastalar tarafından takip edilmelidir.

Diyabetik Ayak Hastalığında Kesin Tanı

Diyabetik ayak hastalığında kesin tanı için öncelikle bölgenin görüntülemesi (Ultrasonografi, direkt röntgen grafisi, BT ve MRI) gerekir. Ayağı besleyen atardamarlardaki akışın görüntülenmesi (Damar doppler tetkikleri) mutlaka yapılmalıdır. Bunun yanı sıra; aynı açıdan ayağın fotoğrafları haftada bir çekilerek hastalığın ilerlemesi izlenmelidir. Enfeksiyonun varlığını ya da hangi tür olduğunu kesinleştirmek için ayağın akan veya açık olan yaralarından sürüntü veya akıntı örneklerinin alınıp (Yara kültürü ve antibiyogramı) incelenmesi gerekir.
Bacak damarlarının yeterince aktif olarak çalışıp çalışmadığının anlaşılması için periferik anjiografi adı verilen inceleme yöntemlerine başvurulur. Bu sırada damar cerrahları ya da girişimsel radyoloji uzmanları hem daralmış ya da tıkanmış bacak damarlarını milimetrik tespit ederler hem de bu sırada özel uygulamalar ile damarları açıp dolaşımı yeniden başlatırlar.
Bunun dışında düzenli aralıklarla ayak yara bakımı (Yara örtüleri-vakum sistemleri vb) yapılırken, enfeksiyon kontrol altında tutulmalıdır. Destek tedaviler (ozon- alfa lipoik asit-glutation) ve özel merkezlerde hiperbarik oksijen tedavileri de her zaman faydalanılacak uygulamalar arasındadır.

“DİYABETİK AYAK” Riski Nasıl Azaltılır?

  1. Diyabetik ayak riskini azaltmak için, hastaların kan şeker düzeylerini dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir.
  2. Ayrıca ayakların dışarıdan görünümü her gün kontrol dikkatle edilmelidir. Kuşkusuz; diyabetle ilişkili yaralar ve nöropatiden kaçınmak için bu takiplerin zaman zaman bir sağlık kuruluşunda da sürdürülmesi gerekir.
  3. Ayak tırnakları düzgün kesilmeli, tırnak batmaları önlenmelidir. Nasırların bakımı yapılmalıdır.
  4. Ayaklara kan akışını arttırmak için ayak parmakları sık sık hareket ettirilmeli ve ayaklar daima biraz yüksekte tutulmalıdır. Elbet her zaman aktif kalınmalı ama ayakta yaralanmalar meydana gelmemesi için hareketler yavaş ve dikkatli olunmalıdır.
  5. Diyabetik hastalar ayaklarına adeta gözü gibi bakmalıdır.,
  6. Yaraları önlemek için terapötik ayakkabılar veya ateller giyilmelidir.
  7. Nemli olmaması için ayak parmak aralarına pudra koyulmalıdır. Ayrıca vücut hijyenine dikkat edilmeli ve ayaklar ılık suda yıkanmalıdır. Ama daha sonra parmak araları iyice kurulanmalıdır.

Diyabet Hastalarının Kesinlikle Yapmaması Gereken Şeyler?

Diyabetik hastalar kesinlikle sigara içmemelidir. Ayakları ıslak bırakmamalı ve çıplak ayakla hiçbir şekilde dolaşılmamalıdır. Sıkı çorap ve ayakkabılardan kaçınılmalıdır.

Diyabete bağlı ayak ağrısı için ne zaman tıbbi yardım almalıyım?

  • Ayak parmakları, ayaklar veya bacaklarda his kaybı olması
  • Ayakta yara, kızarıklık, sıcaklık veya ayakta atipik bir koku olması
  • Ayak tırnaklarının kalınlaşması sararma ve koyulaşması
  • Ayak veya bacaklardaki kılların dökülmesi
  • Ayaklarda ağrı, karıncalanma, yanma veya krampların ortaya çıkmasında

Diyabetik Ayak Riskinin Sınıflandırılması

Bu amaçla hastaya yapılacak dikkatli bir ayak muayenesinde sırayla;

  • Ayaktaki atardamarlarındaki nabzın kontrol edilmesi
  • İnce ve sivri bir cisim ya da vibrasyon kullanılarak ayak duyusunun test edilmesi
  • Ayaklarda herhangi bir yara, şekil bozukluğu (deformite) olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca diyabetlinin ayakkabıların da incelenmesi gerekir. Ayakkabıdaki deformiteler, yıpranan veya basılan tarafın şekli incelenmelidir.

Bunun sonucunda Diyabetik ayakta risk;
Düşük
Orta
Yüksek olarak sınıflandırılır.

Negatif Basınçlı Yara Tedavisi

Negatif basınçlı yara tedavisi, diyabetik ayak ülserlerinin tedavisinde giderek yaygınlaşan bir yöntemdir. Amaç yara sıvısının kapalı bir vakum yoluyla yaranın içinden çıkarılmasını içerir. Böylece derin dokularda kan akımının artması ve zeminde granülasyon dokusu oluşumu uyarılmış olacaktır. Büyüme faktörleri ve cilt ikameleri yara iyileşmesinin biyo-fizyolojik yöntemlerle uyarılması oldukça yararlı sonuçlar vermektedir. Yapılan araştırmalarda trombosit kaynaklı ve epidermal büyüme faktörü gibi çeşitli büyüme faktörlerinin diyabetik yaraların iyileşmesinde önemli katkılar sağladığı anlaşılmaktadır.

Diyabetik Yaralarda İnfeksiyon ile Mücadele

İnfeksiyon söz konusu olduğu takdirde infeksiyon uzmanlarının yönetiminde infeksiyon kaynağının tespiti ve nokta atışı olarak tanımlanan doğru antibiyotiklerin yeterli sürelerde uygulanması gerekir.
Bu arada yaraların sık sık kontrol edilerek oluşan ölü dokuların uzaklaştırılması (Debridman). Bu işlem hastanın yatağında yapılabildiği gibi, daha büyük yaralarda kas ve tendonların korunması amacıyla ameliyathanede uygulamalarda söz konusudur.

DİYABETİK AYAK YARA TEDAVİLERİ

Negatif Basınç Yardımlı Yara Tedavi Yöntemi (VAC)

Akut ve kronik yaralarda iyileşmeyi hızlandırmak için yara bölgesine kontrollü ve lokalize negatif basınç uygulanan bir yöntemdir. Proflaktik negatif drenaj etkisi sayesinde yara bölgesindeki kronik yara sıvısının drenajını sağlar, yara yüzeyini temiz bırakır ve bakteri sayısını azaltır. Basınç etkisi ile hücrelerdeki ödemi çözer, kanlanmayı artırarak hücre beslenmesini sağlar ve bu da yara iyileşmesini hızlandırır.

Aralıklı Pozitif Basınç Uygulaması İle Yara Tedavisi

Özellikle venöz ülserlerde ve lenfatik tıkanıklıklarda tercih edilmektedir. Basıncı ve süresi ayarlanabilen, ödemi azaltmak, kan dolaşımını düzenleyerek yaranın beslenmesini sağlamak amacı ile kullanılan aletlerdir. Ödemin olumsuz etkisinin görüldüğü her türlü yarada kullanılabilir.

Kök Hücre ile Yara Tedavisi

Göbek bölgesinden lokal anestezi altında liposuction yöntemi ile 20-50 cc kadar alınan yağlar özel laboratuvarlarda işlem görerekkök hücrelere ayrılır ve çoğaltılırlar. Yaraya enjekte edilebilecek şekilde 2-5 cc’lik enjektörler ile uygulamaya hazır bir halde kliniklere gönderilirler. Uygulama kök hücre içeren sıvının tüm yara yüzeyine enjekte edilmesi ile gerçekleşmektedir. Kök hücreler yaranın ihtiyaç duyduğu hasarlı hücre konumuna geçerek yarayı iyileştirir.

Büyüme Faktörü ile Yara Tedavisi

Özellikle diyabetik ayak ülserlerinde kullanılan Heberprot-P doğrudan yaraya intra lezyonel olarak uygulanan insan büyüme faktörüdür. (FCHrec.) Heberprot-P genellikle inatçı kronik yaralarda eşsiz bir tedavi yöntemi olmuş iyileşme hızını yükseltip, nüksü azaltarak ampütasyon oranında etkin bir rol oynamıştır.

Hiperbarik Oksijen Tedavisi

Bir basınç odası içinde tümüyle basınç altına alınan hastanın %100 oksijen solumasına dayanan bir tedavi metodudur. Hastaya ve hastalığa bağlı olarak değişik sürelerle uygulanabilir. Tedavi amacıyla tek kişilik, çok kişilik, tek bölmeli, çok bölmeli basınç odaları kullanılabilir. Çözünmüş oksijenin antihipoksik, antiödem, antitoksik, antibakteriyel ve bozulmuş yara iyileşmesinin düzeltilmesinde yardımcı özellikleri vardır.

Ozon Tedavisi

Ozon tedavisinde dokulardaki oksijen seviyesinin artmasına bağlı olarak yara iyileşmesi hızlanmaktadır. Ozon tedavisinde ozonun anti mikrobik etkisinden de direk faydalanılabileceği gibi bağışıklık sistemi üzerindeki uyarıcı etkisi ile de dolaylı olarak faydalanılmaktadır.

Modern Yara Bakım Örtüleri

Kronik yara tedavisinde yara yüzeyinin temiz kalmasını, yara bölgesinin ısı ve neminin korunmasını, enfeksiyonun kontrol altına alınmasını sağlayarak yara tedavisini gerçekleştirmek için yara yüzeyine, hastanın yaşına, genel durumuna göre birçok farklı modern yara bakım örtüleri kullanılmaktadır.